23.05.2011

İçime Huysuz Şirin Kaçtı :S

Aslında benim Londra'ya gidesim var. Ama insanoğlu aç gözlü işte. Oraya kaç kere gittim, başka yer de göreyim, her yeri bitireyim sonra tekrar giderim...

Üstelik de o gri şehrin mimarisini bir ben beğenmem, gel gelelim bağlanmışım bir kere.
Tüm bağlandığım şeyler gibi fark etmeden hem de...

Ama bu beklenmedik hoşlaşma bir başka yazının öyküsü olsun.

İşin özüne gelirsek...

Daha gitmeden küstürmek istemem Paris'i, ama ilkokul aşkımdı Paris benim. O durdu ben büyüdüm, şimdi bunca yıl sonra bulunca insana yavan gelmez mi?

Görüciiz....

She's Got A Ticket To Ride!

Durup durup gitmelerimin gelmesi kimse için sürpriz değil, bu bir tek benim başıma da gelmiyor üstelik. Ama gerçekten durup durup giden şanslı insanlardan sayabilirim kendimi.

Bu yıl bir değişiklik olarak hevesimin sönük bir balon gibi kalması bir gündem oldu yalnız. Bu seyahatlerimi saçma ayrılığımsı olaylarca öncelenmesi de.

Evet olaylar önceliyor, seyahatler takip etmiyor onları. Gitmeler hep var, birilerinin bana gelip gitmesi ise daha tesadüfi.

Gitmek bir alışkanlık oluyor bu bir gerçek. Ben tam kaptırmış değilim, ama bir fena gönüllüyüm ki buna!...

Şimdi geri sayımda 3'teyiz...



Bir gün bir 0'a geliciim ki, dönüşü olmayacak. Ama bu iyi birşey mi ki?...