29.02.2012

Mola! Ne dersin? ...


...Ya da onu boşver ne dinlersin?

High Fidelity kesinlikle bir dakikada tüketeceğim bir konu değil. Ama bir anda özledim ve bir günortası sorgusuyla analım istedim. Buyrun...


Enfes: Jason Mraz Yeniden



Fazla söze gerek yok, güne sakin ve iyi bir başlangıç için buraya kulak verin...



28.02.2012

Geçen Pazarın Şiiri - 27


ters bir hal var
sevdadan yana üzerimde
kalplerarası gide gele
bu terslikte
sevda tuttu beni
dünya savurdu
ufacık bir bulut gökte
ağlaya ağlaya
yüreğimi boğdu
canım sıkıldı
canıma okuyan
bu hengameden
deniz, yelkenli ve rüzgar
bir de benle kaptan olmalı
her balığı tanıyan

Bişiler... Kıvılcım - Ehlikeyf

Masummiyetten gelen güzelliği seviyoruz...

Bütünlükten uzak ve hala tamamlanmayı bekleyen gamzeleri varmış gibi bir albüm. Ama biz gamzeyi de güzellikten biliriz.

Bu hanımefendinin albümündeki her parça ayrı telden çalıyor gibi. Bütünlük içinde olan var olmayan var ama dokunduğu her tel bana hitap ettiği için memnuniyetle dinledim. Benim için takipte olduğum üçlü şöyle:

1. Ab-ı Hayat
2. Kir ve Keder
3. Toprak

Tabii ki loopta. Maalesef buraya yalnızca Toprak klibini koyabiliyorum, geri kalanı için başınızın çaresine bakmanız gerekecek.

Dikkat! İçinde yaşadığınız yüzyıla direnip de adam gibi albüm almak isteyenler, albüm ortalara doğru ağır bir çukura düşüyor gibi olsa da çıkış kısa sürecek, merak buyurmayın.

27.02.2012

Bişiler... Burak Ekinil - Balık

Balık gibi albüm. Dalgın, akıcı, harika değil tadında...


İnsan zihni eşleştirerek ve etiketleyerek çalıştığından insanın aklından Nil'in erkeği demek geçmiyor değil. Ama Nil değil.

İnsan zihni eseri sanatçının geçmişine dayandırmaktan kendini alamadığından, reklam müziği gibi albüm demek geliyor insanın içinden. Ama reklam müziği değil.

Yine de sevdiğiniz taraflarından alırsanız beklenmedik sözler ve beklenmedik müziklerle iyi olduğu kadar tatlı denecek kadar hafif olmuş.

Yani harika değil ama kararında.

Çünkü abartmaya gerek yok. Çünkü daha fazla ellemeye lüzum yok, iyi böyle. Alırsın, dinler gidersin.

Şimdi ben buraya Hulusi Kentmen'i koyuyorum, çok da sevdim durup durup dinliyorum ama çok sevgili Ekinil bilmeden bana şarkı yapmış ve fakat yutupa koymamış. Şimdi buna bir bakın, bulursanız da Oburu dinleyip beni hatırlayın...



Günaydın! Olduğum Gibi...

Güne güzel başlamak gibisi yok!

Özellikle de sebebi yokken.
Herkese günaydınlar ve kendinden memnun olmak için gayret diliyorum efem.

Murphy peşimizde, olabildiğince hızlı ve bolca tadını çıkarın!



24.02.2012

Paris Tefrikaları - 8 / Bitti!


Unutmuşum ne var! Başlaması kolay bitirmesi zor bu işleri!

Son iki gün de iyi hoştu işte Louvre'u gezdik, Bastille'i yürüdük, Comedie Française'e uğrayıp hayal kırıklığı yaşadık. Ben son iki günü bu saatten sonra uzun uzadıya anlatacak değilim ki siz de dinleyecek değilsiniz.

Ben size güzel bir top 3 hazırlayayım, sizin de işinize yarasın benim de gönlüm olsun.

Adettendir, geri sayalım.

-3-



Seine Nehri kenarından bir enstantane. Ciddi mi şaka mı anlamadık ama günümüzü şenlendirdi! :)

-2-



Musée Rodin'i anlata anlata bitiremedim, fark ettiniz. Hem orada hem de Louvre'da içimin gittiği pek çok heykel oldu ama ben birini seçmek durumundaydım ve birinciliği Antonio Canova'nın Psyche Revived by Cupid’s Kiss isimli eserine verdim. Kalabalığa direnmek mümkün olsaydı günümün kalanını karşısına çakılı vaziyette geçirebilirdim...

-1-




Son gün son anda J'etemciğimin beni ısrarla götürmek istediğini söylediği bir yere gittik. Daha girer girmez bizi karşılayan mini avlusunda ne demek istediğini anladım. Bastille civarında bulunan Merci diye bir mağaza var ki içinde mutfak eşyalarından kendi ürettikleri parfüme dek her şey bulunuyor. Bugün sabahları kendime günün mesajını yazdığım karatahtalı kupam da bunlara dahil! Merci'yi duvar boyu uzanan kitaplığın yanında yaptığımız son kahve keyfimizle anıyor ve avlusunda ağaçlandırılmış Mini'sini telefonumda taşıyorum :)


Hey gidi hey!

 
Bu da tefrikalarım için dünyanın en klişe finali olsun mu?
 
"Ben şehirden ayrılırken o telaşta beni kaçıran Edith o güzelim bulutların üzerinden böyle sesleniyordu..."
 
 
 
 
 

23.02.2012

Mola! Çok Avangartsınız

Koy klişesine rahvan gitsin!

Dehlizlerindeyim yine aklımın. Sesler giderek boğuklaşıyor.
Her seferinde bulmak daha zor oluyor ama daha kısa sürüyor. Nasıl iş anlamadım.
Yol açık ama hava buluta giriyor ikide bir. Bu nasıl iklim çözemedim.
Herkes konuşuyor da kimse bir bok anlamıyor diğerinden.
Böyle diyalogun içine tüküreyim.

Ver bana bir bisiklet koçum, ben zihnimin patikalarına göçteyim...


15.02.2012

Ve etrafımdaki herkes için geliyor...

Ne demiş mirim:

"Son zamanlarda yaptıklarıma bakma nolursun, benim aklım başımda değil
Sana söyledikleirmi kafana takma nolursun, onlar ipe sapa gelir şeyler değil"

Delirdiysem sebebi var, daha da deliriyorsam bil ki daha çok sebebi var.

Ha sen sineye çeker misin?

Ben o kadar çekiyorsam sen de çekersin len! Abartma!

Al sana şarkı:

Adam Olan Şişiyor Arkadaş!

Adaletin kalemini değil ama kitabını ben kıracam!

Kimseyi takdir etmeye gelmiyor. Takdir edilen gelişeceğine serdikçe seriyor arkadaş. Üstelik takdir edildiğini bilmese bile. İçine mi doğuyordur nedir.

Hatta hırsımı almak için her orta yaşa öykünen Türk evladı gibi büyük konuşayım dur.
Bu memleket adam olmuyorsa yaratıcı olmadığı için değil, programlı olmadığı için olamıyor.

Mis gibi fikri yakalımışın, genç yaşta işini oturtmuşun, iyi güzel.
Ama hiç başka bir kurum kültüründen geçmemişin, kitaplardan başka oturmuş sistem nasıl olur görmemişin. Patronlarla arkadaşsın ama kurum deneyimi öyle aktarılmıyor ki!

O zaman da olmuyor işte. Elinde mis gibi ne kaynaklar fırsatlar varken, ilerleyebilecekken, bu sabırsızlık, bu ego, bu şişkin körlük takım elbise giymiş çarıklı gibi olduğun yerde saydırıyor.

Benim de içimden saydırıyor ayrıca!

Seviyorum da kerataları ama, kızıyorum da bazen!

İçim şişti yahu!

AHA BU DA BÖYLESİNİN CÜMLEALEMİNE GİTSİN!

14.02.2012

Yaşlanmanın Resmi - Çek Bi 14 Şubat

Ne kadar güzel bir açı yanlış.
Ne kadar güzel yaratılmış bir açı doğru.
Ya da ben tamamen yanlış anladım...

Ve fakat konunun bunla ilgisi yok.

İşte o gün de geldi. Hayır efendim sevgililer günü değil. Ama daha fenası!

Sevgililer gününü unuttuğum gün.

Bugün resmen unuttum, bedeli de ağır oldu.

İş çıkışına yemeğe çağırdığım arkadaşım 'Bi kahveliğine olur ancak' dediğinde, çok zeki bir tersoyla 'Ne o çok acil işin mi var' deyince cevabı yapıştırdı tabii: 'Bugün sevgililer günü yea!'

Yaaa! Allah'tan bunu Büşü'yle yaşadık da o top ağırlığıyla bi benim kucağımda patlamadı.

Hey gidi, bugün bunu unuttuysam doğumgünümü unutmaya ne kalmış ki :(

Büh!

Bari ben de Sevgililer Günü Top 3'ü yapayım...
Ha şarkıların bugünle alakası yok ama olsun, benden kıymetli mi...

-1-


Bu yaşı benimle aynı olan fotoğraf - belki de benden büyüktür - ergen günlüklerinin kapağını ve geçmişin cool beyaz duvarlarını süslerdi. Bunun bir de kardeşi vardır ki abisi sayılır, onu da iki numaraya koydum zaten.

-2-


Bu da anneannelerimizin zamanından - en azından benimkinin, gerçi anneme de denk geliyor olabilir ki bu cümlemle ipimi çekmiş oldum - harcıalem bir kare.

Aynı yukarıdaki arkadaşımız gibi pek çok kartpostal, defter kapakları ve geçmiş modern duvarlarda - bir de izbede tutunmaya çalışan iyi niyetli romantik kafelerde- yer alırken bana eski bir müzikali hatırlatır. Herhalde abinin denizci olması itibariyle oldu böyle ama ben çok severim 'On The Town'u...

Ve gelgelelim embed imkanlarımız kısıtlandığı için sizi linke davet ediyorum: On The Town - Opening Scene

-3-


Bu da o çok sevimli çocukluk aşklarınız için.
Tabii sizinkiler için... Benim şansım küçüklükte de pek yaver gitmezdi.

O yüzden burada herkese ayrı video koyayım dedim.

Bu erkekler için:


Bu kızlar için:-Donatello benimdir - özel cips kola biftek, kırmızı tuttum Allah bir!



Mola! Günaydın AQ

Eğer sakinleştirecekse bunu da yapıciim...

Bazen olmuyor. Bazen sebebi de olmuyor. Alıp kafayı ona buna gömesin geliyor.

Üstelik de nemrutluktan daha çok hoşsohbetliğin bellendiyse bir de açıklama zorunluluğu var ki al o kafayı bi daha bi daha göm karşındakinin ağzına.

Mecbur muyum kardeşim her kelebekle güne güzel başlamaya. ZORUNDA MIYIM?!

Belli ki bezginlik var üzerimde, belli ki konuşasım yok, belli ki çalışasım da yok ama dağ gibi iş var, köklüyoruz.

Muhabbeti seviyorum ama istediğim zaman. Muhabbet edesim olsa, seninle konuşuyor olurdum. Peki şu an konuşuyor gibi görünüyor muyum?

Te Allaaam ya!

Daha sakin bi sabah için dinleyelim...








* Bi de bunu üstüne alınacak tayfayla uğraşmak var. Halbuki olayın kişiyle bir ilgisi yok. Al işte yine açıklamaya başladık, hay sosyal yaşamın diyaloglarına ben!?*/%+/^+'

Al bu da onlara gelsin!


10.02.2012

Mola! Keşke... Bora Uzer de burda olsaydı...


Bağlamayı bu denli zorladığım olmamıştı sanırım... Al bi kahve de dinle işte, çaktırma. Zaten saat daha onu vurmamış...

Beni bekleyen sunumlar ve işler! Kuruyun e mi!

9.02.2012

Mola! Pencere kenarı ve kahve şartı ile...

Pencereden dışarıya baktığınızda göreceğiniz manzara kesinlikle bu değil...


...ama en az bu denli huzur verici. Şimdi yemek sonrası ağırlığı atmak üzere elinize kahvenizi alın ve kendinize bir şarkı hediye edin. Bir şarkı da benden size, o da ayağınız alışsın diye...



6.02.2012

Başlarken...Pazartesi

Bu da ilacı...

Bir pazartesi başlangıcı için ideal parça mı bilmiyorum - yukarıdaki kesinlikle öyle de... - ama siz de benim gibi yapıp melodiye dalıp sözleri kaçırabilirsiniz belki. Ben sözleri de kenarından tutmuyor değilim kimi zaman...

Şarkının sözlerini değil ama ismini ithaf etmediğim yanı kalmadı hayatımın. Bu lafım her şeye gelsin, işlerime, fikirlerime, hislerime, velhasıl cümlealem hallerime...



1.02.2012

Geçen Pazarın Şiiri - 26


Güneşli günler diliyorum sana
Ve aydınlık şarkılar bırakıyorum,
Bir de rüzgarlı balkon.
Özlersen eğer,
Sakız sardunyası alıp
Koyarsın diye.
Belki biraz da menekşe...
Ve ben sadece bir şapka alıyorum.
Aklıma ve ruhuma dolduğunda,
Öptüğün yerden sarsın diye.
Hoşçakal.


Resim: Girl With Hat by Gergios Ivakovidis

Sevdiğimiz Buluşlar - 7

"Bir gün buralar hep cam olacak...!"

Camı alabildiğine sevmem ve alabildiğine sakar olmam şu hayallere dalma yolunu nasıl bir tıkıyor yarabbi!

Ama siz buyrun tadını çıkartın...



Aynı güzellikleri Paşabahçeden de bekliyoruz :S