24.02.2012

Paris Tefrikaları - 8 / Bitti!


Unutmuşum ne var! Başlaması kolay bitirmesi zor bu işleri!

Son iki gün de iyi hoştu işte Louvre'u gezdik, Bastille'i yürüdük, Comedie Française'e uğrayıp hayal kırıklığı yaşadık. Ben son iki günü bu saatten sonra uzun uzadıya anlatacak değilim ki siz de dinleyecek değilsiniz.

Ben size güzel bir top 3 hazırlayayım, sizin de işinize yarasın benim de gönlüm olsun.

Adettendir, geri sayalım.

-3-



Seine Nehri kenarından bir enstantane. Ciddi mi şaka mı anlamadık ama günümüzü şenlendirdi! :)

-2-



Musée Rodin'i anlata anlata bitiremedim, fark ettiniz. Hem orada hem de Louvre'da içimin gittiği pek çok heykel oldu ama ben birini seçmek durumundaydım ve birinciliği Antonio Canova'nın Psyche Revived by Cupid’s Kiss isimli eserine verdim. Kalabalığa direnmek mümkün olsaydı günümün kalanını karşısına çakılı vaziyette geçirebilirdim...

-1-




Son gün son anda J'etemciğimin beni ısrarla götürmek istediğini söylediği bir yere gittik. Daha girer girmez bizi karşılayan mini avlusunda ne demek istediğini anladım. Bastille civarında bulunan Merci diye bir mağaza var ki içinde mutfak eşyalarından kendi ürettikleri parfüme dek her şey bulunuyor. Bugün sabahları kendime günün mesajını yazdığım karatahtalı kupam da bunlara dahil! Merci'yi duvar boyu uzanan kitaplığın yanında yaptığımız son kahve keyfimizle anıyor ve avlusunda ağaçlandırılmış Mini'sini telefonumda taşıyorum :)


Hey gidi hey!

 
Bu da tefrikalarım için dünyanın en klişe finali olsun mu?
 
"Ben şehirden ayrılırken o telaşta beni kaçıran Edith o güzelim bulutların üzerinden böyle sesleniyordu..."
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok: