8.08.2011

Annemler Röntçü Oldu :S


İnşaat sektörü dağı tepeyi emip bitiremedi henüz ama salyalarını şehrin merkezine de akıtmaktan geri durmadı. Çoktandır hem REZİDANS keyfi yaşamak hem de öyle uzun yollar çekemeyecek abi-ablalar için Taksim-Beşiktaş vb merkezlerin ciğeri deşilir oldu.


Bu binaların civarındaki trafik durumu daha ne kadar büyük bir krize gark olabilir hesabına alıştık. Bir de işin vakti zamanında manzaralı merkezi ev yatırımı yapan hemşehrilerimizi yıkması var. Ancak bu rezidansların bizim salonun ortasına düşmesinin sebebi bunlar değil. Zaten bir manzarası olmayan -2.katta-bahçeye açılan-evimizin ışık alan tek cephesinin gölgeye gömülmesi. Ancak başta kıyamet koptuysa da binalar yükseldikçe evdeki isyan bayrağı daha da görünmez oldu. Zamanla bizim evin devrimci ruhunu Türk'lerin inşaat meraklısı esintisi aldı.

Bir cumartesi sabahıydı - hiç unutmam - bir kahvaltı heyecanıyla salona girmiştim ki ne göreyim! Annem de teyzem de almışlar birer komik dürbüncük camdan dışarı bakıyorlar. Çocuk bin yaşına da gelse ailesi travma yaratabiliyor demek ki... Bir baktım ki harıl harıl çalışan bir inşaata cangözüyle bakılıyor salonun ortasından. Ben işçilerle ilgili teorime geçmeden duvarların yamuk olduğu vb yorumları başladı da, yüreğime su serpildi!

O gün bugündür dürbünler ortadan hiç kalkmadı. Evde dönen bahisleri halka açsak köşeyi dönmüştük. Şimdilik berabere gidiliyor. Bakalım kaçıncı katta duracaklar? Son katta tüm dengeler değişebilir, takipte olun sayın seyirciler!



Hiç yorum yok: