9.08.2011

Bohçadan: Rozetler Cumhuriyeti!


İşten kaçıp zihnimin içinde dolanırken avare, elim çekmeceye gitti. 


Aaa bir saniye, haksızlık etmeyeyim, o noktada çalışmaya konsantre olmuş kalemtraş arıyordum.  (Halen bilgisayar yerine eski usül kağıt-kalemle çalışmama şaşırabileniniz var mı?!) Tam bir kendini kandırmaca oyunuyla olmadığını bile bile yine de bakmak için elim çekmeceme gitti. Önce hafif araladım, şöyle bir yokladım ortalığı. Sonra talan düzenini sükunetten uzak yöntemlerle alt üst ettim. Halen daha yoktan var/vardan da yok edilememe teorisi çürütülmediğinden, tabii ki orada değildi.


Ama en az kalemtraş kadar ortaokul yıllarına ait bir başka şey buldum. 
Ortalığı gelişine elimi sallamak yöntemiyle talan ederken, tıkırdayan bir kutu çarptı gözüme en dipte. 
'Ne vardı yahu bunda?!' 
Ne olacak ilk gençliğim! 


Kendimi rozetlerle ifade ettiğim zamanlar çıktı o kutudan! İşte o rozetleri izlemektesiniz efendim. Hangisine daha bir gülümsedim bilmiyorum. Kendime seçtiğim rozetlere mi, bir zamanlar bunlardan 30 tane takıp delik deşik ettiğim çantalarımın anısına mı, yoksa o zamanlarki seçimlerimin bugünümü birebir yansıtmasına mı...


Bir tanesini seçip onla özetliyorum bu haftanın halet-i ruhiyesini ...




Not: Merak etmeyin yaş henüz gözlerimize vurmadı ama benim ellerim titriyor, o yüzden okuyamadınız. Şair bu rozetinde demiş ki: 


"Ben aslında her şeyi bırakıp tatile gitmek istiyorum!"







Hiç yorum yok: