25.08.2012

27 - Gün değil ama akşam gibi

Bu içimde asılı kalan eski dost, hüzün. 
Beni anlaması en sevdiğim yanı.

Bugünlerin de geleceğini biliyorduk. Her şey her an toz pembe olacak değil ya. Ben griyi de severim aslında. Pembeyle de iyi gider... Ama insanın içi sükunete bürününce çok garip oluyormuş. Yani benim için çok alışıldık bir durum değil en azından. Ama çok nadir de değil galiba artık.
Öyle kırılmış gibi değil. Biri ölmüş gibi de değil. Ama kapanmış gibi. Ardından sakince on yıldır yaşadığın evin kapısını son kez kapatmış gibi. Bunu biliyorum çünkü yaptım. An geldi ve kapıyı çekip boşluğa yepyeni bir adım attım.
Şimdi yine oradayım.
Bekliyorum, kapı henüz aralık.
Ama yine yapacağım. Dostça sarılıp bir geçmişe daha, o kapıyı çekip kapatacağım ki o çok güzel günlerim hiç bozulmadan sonsuzluğa uzasın.Yine yeni bir adımı daha hiç korkmadan bırakacağım boşluğa. Çünkü biliyorum orada bekleyen de yepyeni bir yüze bürünmüş benim hayatım. Ben hayata gündüz ve gecede, ışıkta ve boşlukta, her koşulda sarılmaktan yanayım. 

Şimdiyse donakalmışım. Biraz izin verin. Sanıyorum bu defa koşamayacağım. Bu defa biraz durup bu alışık olmadığım dinginliğin - yirmiyedinin - tadını çıkaracağım. 

Hiç yorum yok: