24.08.2012

Geçen Pazarın Şiiri - 43


Yarılanmış pencereden esen rüzgar,
Vazgeçilmez ıslığı gecelerimin.
Ne zaman elim itmeye gitse
Penceremin kulpuna,
Serin nefesini bileklerime sarar gecenin.
Ve ben ne ardına kadar açarım
Ne de sesini keserim perdelerimden.
Yalnızca aralar bırakırım.
Biraz biraz üflesin karanlığın ayazını.
Hep aynı tedirginlikle hoş olur tenim,
Dalıp giderken bitmeyen estirikli
Türküsüne mavi kenarlıklı pencerenin.
Kimi zaman değişik bir hikaye anlatılır.
Çoğu zaman aynı yaralarımı sızlatır.
Yakınır durur 
   "Zaman akar da
    Acıyı yerli yerinde bırakır"
Ağırlığınca soluk, derinliğince bakış,
Yüklü kalır yüreğinde.
Ruhunda avaz avaz bir kaçış,
İçinde bir tenha köşenden
Tenha diğer köşene.
Tenin duvar olmuş kaderinin
Tükenmek bilmeyen serzenişlerine.
Çığlıkları gömüp burnunun direğine,
Savıp göndermeyi borç bilmişiz kadere.
Umudu bağlayıp da 
Asla yerinde tutamadığımız kadere
Tutmuş borçlanmışız.
Toprak aşkı, sanat aşkı, ten aşkı derken,
Karşılıksızlıkta zaman akıp giderken,
Elimizi atıp bir yerinden 
Tutmak varken hayatı,
Yaşanmamışlıklara sayıp yediğimiz haltları,
Borçlanmışız hayata.
Şükrederken, itiraz ederken, söylenirken,
Borç bilmişiz her adımda atlamayı
Bir kalemde kaybedeceğimiz hayatı.

Hiç yorum yok: